SOLI/POMPEIOPOLIS ANTİK LİMAN KENTİ 2007 KAZILARI

                                    Remzi Yağcı* Fatih Hakan Kaya**

 

Soli/Pompeiopolis Antik Liman Kenti Kazı ve Araştırmaları 2007 yılında üç bölgede sürdürülmüştür.

 

1.      Sütunlu Cadde

2.      Soli Höyük

3.      Antik Liman

 

Bu üç bölgedeki kazıların amacı farklı dönemleri içeren arkeolojik tabakaların sorunlarını çözmek ve önceki yıllarda açığa çıkarılan mimari kalıntıların bütünlüğünü sağlamak, yayın çalışmalarıyla ilgili belgelemeleri tamamlamaktı (mimari plan, buluntu çizimleri, fotoğraf vb.). 2007 kazılarında bu amaçla belirlenmiş plan kareler üzerine yoğunlaşılmıştır.

 

1. SÜTUNLU CADDE

 

2006 kazı sezonunda kazısı yapılan ve doğu stylobatı ile sütunlu caddenin orijinal blokajının açığa çıkarıldığı C20-21 ve D20-21 plankarelerinin kuzeyinde bulunan C23-22, D23-22 ve B23 plan karelerinde 13.07.2007 tarihinde çalışmalara başlanmıştır. Kazıların başlıca amacı: C20-21 ve D20-21 açmalarında görülen Roma mimarisinin açıklığa kavuşması ve halihazırda proje aşamasında olan mimari restorasyon çalışmalarına katkıda bulunacak ön bilgi elde edebilmekti.

 

C23’te Roma Sütunlu Cadde özgün tabanını ya da blokajını bulmak için kazılar başlatılmış ve blokaja ulaşılmıştır. Kazı buluntusu olarak Roma Dönemi terra sigillata, kandil parçaları ve 3 adet kondüsyonu düşük bronz Roma sikkesi bulunmuştur.

 

19. yüzyılda ağır tahrip geçiren ve bu nedenle karışık bir kontekste sahip olduğu gözlenen B23 plan karesi, genel olarak Hellenistik, Roma ve Bizans karakteri taşır. Bu nedenle Hellenistik firnisli kase parçaları Roma Dönemi unguentarium, kandil, terra sigillata ile sikkeler, Bizans Dönemi kandil, sikke buluntularına rastlanmıştır. B23’te de Sütunlu Caddenin özgün blokajına da ulaşılmıştır.

 

D23’ teki çalışmaların amacı, doğu stylobatının ortaya çıkarılmasıydı. Bu plan karede yapılan kazılarda Bizans Dönemi alt yapı künk sırası, terra sigillataların yoğun olduğu Roma Dönemi seramik buluntuları ile 27 adet kondüsyonu kötü Roma ve Bizans sikkesi bulunmuştur. Bu plan karede de Roma Sütunlu Caddesinin blokajına ulaşılmıştır.

 

C22’de karışık halde bulunan mimari elemanlar arasında 1 adet figürlü sütun başlığı dikkati çeker. Yine yüzeyden Roma Dönemi terra sigillata, kandil parçaları ve sikkeler bulunmuştur.

 

2005-2006 kazı sezonlarında kazı çalışmaları yapılan, Bizans Dönemi opus sectile’si ve bu opus sectile üzerine 525 yılında yaşanan şiddetli deprem sonucunda devrilmiş bir biçimde açığa çıkarılan E-F 39, E-F 40, E-F 41 plankarelerine denk gelen Roma dükkanlarının giriş kapı ve duvarları bulunmuştu. Bu duvarların ait olduğu mimarinin ve dolayısıyla da Roma Dönemi Pompeiopolis Sütunlu Caddesi’nin 525 yılında meydana gelen depremin hemen öncesindeki durumunun saptanabilmesi için Sütunlu Cadde’yi doğuda sınırlayan beton koruma duvarının doğusunda, F-G 41, F-G 40 ve F-G 39 plankarelerinde kazı çalışmalarına başlanmıştır (Res. 1).

 

Res. 1

 

F-G 41’de Bizans tabakasının tahrip edildiği döküntü içinden gelen 2 altın kolye, 1 altın kolye ucu ve 2 yüzükten oluşan Erken Bizans takı grubu bulunmuştur (Res. 2). Kolyelerden disk biçimli olanının üzerinde çeşitli harfler ve bir kristogramm yani bir (khi ro) işareti vardır.  Bu takı grubu, 525’teki depreme bağlı olarak Sütunlu Cadde’nin içine, opus sectile üzerine düşen giriş, duvar ve yapı kalıntılarına göre 525’ten önceye tarihlenirler[1]. Derinleşen kazılarda bir kontekste bağlı olmaksızın Bizans pithos, Roma Dönemi terra sigillata, Helenistik Dönem firnisli kase, Klasik Dönem Kırmızı figür seramik parçaları ile kondüsyonu kötü Roma ve Bizans Dönemi sikkeleri buluntular arasında sayılabilir. Benzer buluntular F-G 39 ve 40’da da açığa çıkarılmıştır.

 

Res. 2

 

2. SOLI HÖYÜK

 

2007 kazı sezonunda Soli Höyükte H7, H7-G7 servis yolu, H7-H8 servis yolu, H5, F9-G9, G8, H9, H8-H9 servis yolu, C8-D8 servis yolu ve C7-C8 servis yolu, F8-G8 servis yolu F7-G7 servis yolunda kazı çalışmaları sürdürülmüştür. Servis yollarının kaldırılmasındaki amaç, höyüğün en üst seviyesinde yer alan Roma Dönemi sur sisteminin ve mimarisinin açığa çıkarılması ve aynı zamanda kule ve surların birbirleri ile olan ilişkilerinin belirlenmesi ve belgelenmesiydi (Res. 3).

 

Res. 3

 

Doğu yamacındaki açmalarda yoğunlaşan kazı çalışmaları hem Roma mimarisi hem de onun altında bulunan Helenistik, Klasik, Arkaik, Geometrik ve Hitit tabakalarının anlaşılmasında yardımcı olmuştur. Kazı çalışmaları sonucunda çıkarılan mimari çizimde Roma Dönemi sur ile ilgili yapılar örneğin Soli Höyüğün üzerinden geçen surlara bağlı platformlar, Arkaik ve Geometrik Dönem duvarları, Hitit İmparatorluk Dönemi İ.Ö. 13.-14. yüzyıl temel ve yapı duvarları, 15. yy. kazamatlı Kizzuwatna sur duvarı görülebilir (Res. 3). Soli Höyük’ün Doğu Yamacı’nda 13.91 kotunda ve 1.35 m. eninde olan sur duvarı, kazamat-kasa tipinde kalınlaştırılmış ve kazamat odaları oluşturulmuştur. Kazamat örgüsü üzerindeki erimiş kerpiçlerin her biri standart ( 18X13 cm.; kal. ise 9.10 cm.) ölçülerdedir. Soli kazamatlı sur duvarları, VII.-V. tabakadaki Yumuktepe suru[2] ve Boğazköy yukarı kent ve Yerkapı Büyükkaya Kuzey duvarı surları ile paralellik göstermektedir. Anadolu’da en erken kazamatlı sur duvarı ve oda geleneğinin en eskisi yine Kizzuwatna’da-Yumuktepe’de Kalkolitik Dönemde (XVI. tabaka) ve onun gelişmiş bir örneği olarak değerlendirilen Tarsus’ta Erken Tunç Çağı’nda görülmektedir[3]. Kazamat odaları, Yumuktepe’de Kalkolitikten başlayarak Hitit dönemine dek(Boğazköy’de görüldüğü gibi) silo ya da tahıl küpleriyle ilişkilidir[4]. Soli Höyük’te de sur duvarının hemen içinden gelen arpa küpü ve işaretli ölçek kabı, bu ilişkinin işlevsel olduğunu vurgulamaktadır. Kazamat odalarının işlevi, Tarsus Erken Tunç Çağı’ndan başlayarak daha da belirginleşmiştir. Hititler döneminde bu odaların oturmak için değil hem ambar ve hem de cephanelik olarak işlev gördüğü bu durumda surların da bir yol ile konutlardan ayrılarak bağımsız bir karakter kazandığı söylenebilir[5].

Kazamat duvarına bitişik bulunan içinde tahıl küpleri ve çeşitli tek renkli kapalı kap (çömlek) parçaları yangın geçirmiştir (Res. 8). Bu mekanın kazamata bağlı bir binaya ait olduğu söylenebilir. Bu bölgede ileride kuzeye doğru genişletilecek açmalar, sur duvarına bağlı mekanları açığa çıkaracaktır. Arpa küpünün içindeki işaretli ölçek kabı, Hititler ile Kizzuwatna arasındaki sınır antlaşmalarında koşul olarak öne sürülen ölçümün günlük hayatta da geçerli olduğunun bir kanıtıdır.

 

Soli ve Yumuktepe’deki sur duvarları, Hititler Döneminde Kizzuwatna ile yapılan sınır antlaşmalarını anımsatmaktadır. Bu antlaşmalarda her şey ölçülendirilmekte ve savunma yönünden güvence altına alınmaktadır. Örneğin, Kizzuwatna kralı Sunassura ile Hitit kralı I. Suppiluliuma (İ. Ö.1350-1320) ya da Tuthalia I/II (İ. Ö. 1450-1420)  arasındaki antlaşmada: “Denize doğru Lamiya Güneş’e aittir, Pitura Sunassura’ya. Onlar bölgeyi ölçüp bölüştüreceklerdir. Güneş Lamiya’ya sur yaptırmayacaktır. Aruna Güneş’e aittir. Pitura’ya doğru bölgeyi ölçüp, bölüştüreceklerdir. Güneş Aruna’ya sur yaptırmayacaktır.”[6] ).  Bu durumda Hem Soli (kullanımı sürdüyse) ve hem de Yumuktepe’nin sur yapılmasına izin verilen kentlerden olduğu anlaşılmaktadır. Bu kentler, kuşkusuz iki krallık için de savunmaya değer stratejik bir öneme sahipti.

 

Buluntular arasında H7, H8 servis yolunda, Helenistik Dönem daldırma firnisli tam kâse; F7-G7 servis yolunda Menad betimli kırmızı figür seramik parçası (Res. 4 sağ); Geometrik Dönem konsantrik daireli iki renkli kapalı kap parçası; F8-G8 servis yolunda Hitit İmparatorluk Dönemi açık kaplar ile ip baskılı mutfak kabı parçaları; F9-G9 servis yolunda Hitit ip baskılı boyalı seramik parçası; F7-G7 servis yolunda Geç Geometrik Dönem Kıbrıs amphora ağız parçası (Res. 5); H8-H9 servis yolunda Geç Hellas IIIC Myken seramiği gövde parçası; Orta Hitit Dönemi sur duvarının içinden bir tahıl (arpa) küpü içinde tek renkli ve kuş ayağı biçiminde yivlenerek (3) işaretlenmiş ölçek tabağı[7] ile karbonize arpa kalıntıları[8] (Res. 6); H7-H8 servis yolunda anıtsal Arkaik mimari içinden Doğu Grek lebes ağız parçası[9] (Res. 7); G8 plan karesinde H8-H9 servis yolunda sözü edilen tahıl küpünün çevresine dağılmış olarak tek renkli Hitit kapalı, mutfak kap parçaları (Res 8); ayrıca kısmen yangın geçirmiş, ağzı içte ve dışta kırmızı boya bantlı, üçayaklı çark yapımı bir sunu kabı (Res. 9); H6 plan karesinde Arkaik Dönem Fenike tipi bezemesiz açık kahve firnisli ve mantar biçimli ağzı olan bir bodur lekythos[10] ve bir Doğu Grek lekythosu[11] (Res. 10) sayılabilir.

Res. 4

 

Res. 5

 

 

Res. 6

 

Res. 7

 

Res. 8

 

Res. 9

 

Res. 10

 

4.      ANTİK LİMAN

Soli/Pompeiopolis antik limanında Selçuk Üniversitesi Su altı Ekibi’nce dalış ve yüzey araştırması gerçekleştirilmiştir. Limanın kum ile dolu ve çalkantılı olması yüzey araştırmasını güçleştirmiştir.

 

Sonuç olarak, Sütunlu Cadde ve Soli Höyük’teki 2007 kazıları şu şekilde özetlenebilir:

Sütunlu Cadde’de F-G 39, 40, 41 plan karelerinde açığa çıkarılan 525 öncesi mimari kontekst her ne kadar sonraki devirlerde tahrip edilmişse de Altın takı koleksiyonu Bizans Döneminde Sütunlu Caddenin Roma Dönemindeki gibi canlı bir ticari merkez olduğunu göstermektedir. Soli Höyükteki arkeolojik verilere göre: Geometrik Dönemden başlayan Grek kolonizasyon izleri, Arkaik Dönemde açığa çıkan anıtsal mimari ile bütünleşmiş ve Doğu Grek malları bu dönemde giderek artmıştır. Yumuktepe ile paralellik gösteren Orta Hitit Dönemi Kizzuwatna sur duvarı, bu duvarın içinde açığa çıkan tahıl (arpa) küpü, tek renkli ölçek tabağı, üç ayaklı meyvelik; Hitit İmparatorluk Dönemi İ.Ö. 14.-13. yüzyıl mekanları ve renkli-boyalı seramik repertuvarı (örneğin ip baskılı mutfak kapları, “Red Burnished” ya da “Red Lustrous Wheel Made” olarak anılan testi ve matara ve tek renkli açık ve kapalı kaplar) Hitit-Kizzuwatna arkeolojisine tipolojik olarak önemli katkıda bulunmaktadır.

 

2007 yılında kazı dışında ayrıca Sütunlu Caddenin güney ucunda yapılacak restorasyon için ayrıntılı çizim çalışmaları tamamlanmış, antik limanda yüzey araştırması su altı ekibince gerçekleştirilmiş ve Soli Höyüğün Helenistik (Kalıp Yapımı Kaplar-Megara Kaseleri) ve Klasik Dönem (kırmızı figür) envanter çalışmaları bitirilmiştir.

 

KAYNAKÇA ve KISALTMALAR

 

COLDSTREAM, J, N.

1977:

Geometric Greece. London

ERTEM, H.

1974:

Boğazköy Metinlerine Göre Hititler Devri Anadolu’sunun Florası, Ankara

GARSTANG, J.

1953:

Prehistoric Mersin. Yümüktepe in Southern Turkey. Oxford

GATES, M-H.

2001:

“Potmarks at Kinet Höyük and Hittite Ceramic Industry”

Jean É.-A. M. Dinçol-S. Durugönül La Cilicie: Espaces et

Pouvoirs Locaux. Actes de la table ronde internationale

d’Istanbul, 2-5 novembre 1999. Intitut français d’études anatoliennes Georges Dumézil-Istanbul

Goetze, A.

 

1940

Kizzuwatna and the Problem of Hittite Geography, New Haven

GOLDMAN, H.

 

1963

Excavations at Gözlü Kule, Tarsus III, Princeton, New Jersey

NAUMANN, R.

1971:

Architektur Kleinasiens von ihren Anfängen bis zum Ende hethitischen Zeit. Tübingen

Sea Routes

2003:

Sea Routes …From Sidon to Huelva, Interconnections in the Mediterranean 16th-6thc. B.C. (ed. N. C. Stampolidis) Athens

 

 


* Doç. Dr. Remzi Yağcı, DEÜ. Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Tınaztepe Yerleşkesi, Buca/İZMİR, remzi.yagci@deu.edu.tr

** Arş. Gör. Fatih Hakan Kaya, DEÜ. Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Tınaztepe Yerleşkesi, Buca/İZMİR, fatih.kaya@deu.edu.tr

 

[1] Mimari kontekstin, 525’teki depremi (terminus post quem) göstermesi yanında, kolye yazıtını okuyan Prof. Dr. Mustafa Hamdi Sayar da yazı karakterine göre kolyeyi Erken Hristiyanlık dönemine tarihlemiştir.

[2] Garstang 1953: fig.151

[3] Naumann 1971: fig. 305-307

[4]Garstang,ön avlularında ve oda kapılarının önlerinde yığılı gülle ve mancınıklar bulunan kazamat odalarının içindeki ocak ve kazanlar gibi donanımlarına bakarak bunların evli askerler tarafından hem ev hem de sığınak olarak kullanıldığını öne sürmektedir. Naumann 1971: 240

[5] Naumann 1971: 241

[6]Goetze 1940: 51

[7] Geç Tunç Çağı II Dönemi (İ.Ö. 14.-13. yüzyıl) “Drab Ware” olarak adlandırılan mal grubu kapsamındaki 952 gram ağırlığındaki bu sığ tabak, yaklaşık 1kg. (20 parIsu) ağırlığında tahıl alabilmektedir. Hitit Dönemi’nde sınırlı bir tipoloji ile devlet denetiminde çeşitli üretim merkezlerinde standart üretilip dağıtıldığı öne sürülen (Gates 1999: 141)oldukça yaygın bu tür işaretli kapların “ölçek kabı” olarak kullanılması ilk kez Soli örneğinde görülmektedir. Soli buluntusu bu tip işaretli sığ kapların gerçek işlevlerinin tahıl ölçek kabı olabileceğini göstermektedir. Bu durumda işaretli derin olanlarının da sıvı ölçek (zipittani) kabı olarak kullanılması olasıdır.

[8] Hacettepe Üniversitesi’nden Doç. Dr. Emel Oybak, kalıntılar üzerinde yaptığı arkeo-botanik inceleme sonucu, tahıl tanelerinin kabuklu arpa (Hordeum vulgare L.)ye ait olduğunu saptamıştır. Hitit metinlerinde ŠE (Hit. ‘halki-’ ) olarak anılan arpanın fiyatı yasal metinlerde buğdaya göre daha ucuzdur ve I PARISU ölçeği ¼ şekel gümüştür. Ertem 1974: 4-6.

[9] Krş. Goldmann 1963: fig.104, no.1560

[10] Temelde kırmızı astarlı Fenike üretimi bir tipe dayanan bu tür lekytosların Rhodos’ta da görüldüğü gibi yerel üretimleri vardır. Coldstream 1977: 249-250, fig. 79c; Kıbrıs Arkaik(CA) I örneği, Sea Routes 2003: 233. Bu örneklere bağlı olarak Soli lekythosları da Rhodos’tan ithal edilmiş olmalıdır.

[11]Krş. Sea Routes 2003: 295 Samos üretimi? (İ.Ö. 550), paraleli Soli gibi bir Rhodos Kolonisi olan Gela’da bulunmuştur.

 PDF olarak görüntülemek için tıklayınız.


 1348146607.pdf